OTT UYGULAMALARININ KULLANIM YAYGINLIĞI
Voice over Internet Protocol (VoIP) teknolojisi ile çalışan OTT (Over The Top) uygulamaları (Viber, Skype, Tango, Line, Tictoc, WhatsApp vb), Internet şebekesi üzerinden veri iletimine imkan sağlayarak SES- SMS/MMS ve görüntü hizmeti sunabilme kapasiteleri ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygınlığını gün geçtikçe arttırmaktadır. Özellikle, akıllı telefon penetrasyonu arttıkça OTT uygulamalarının kullanım yaygınlığının da artması beklenmektedir. Akıllı telefon markaları içinde bu OTT uygulamaları/servisleri gömülü olarak gelmektedir. Tüketicinin cihaz ile birlikte uygulamalar cebine girmektedir.
Düzenlemelerin lokal rekabetin global oldugu bir pazarda şirketlerimizin GLOKAL davranış gösteren uluslararası şirketler ile mücadele etmesi oldukça zor olmaktadır.
Mobil terminal cihazları ile internet şebekesine bağlanarak çalışan söz konusu uygulamaların sayısı ve kullanım miktarları arttıkça mobil SES, SMS/MMS ve dolayısıyla data pazarları üzerindeki etkileri de daha belirgin hale gelmektedir. Örneğin; WhatsApp, Viber gibi mesajlaşma ve konuşma trafiği üzerine yoğunlaşmış OTT uygulamaları ile mobil ses ve özellikle SMS/MMS pazarına ait gelirlerde belirgin düşüşler gözlenmektedir. Buna karşılık, Internet gelirlerindeki artış ise ses ve SMS/MMS gelirlerindeki kaybı telafi etmekten uzak seviyelerdedir.
Ayrıca, mobil internet trafiğindeki bu artış operatörler tarafından yapılan altyapı maliyetlerini de yükseltmektedir. Geniş bant internet üzerinden son kullanıcıya ulaşan OTT uygulamalarının gittikçe yaygınlaşması, mobil Internet trafiğindeki artışla beraber, rekabet koşulları, ülke ekonomisi, kamu güvenliği ve tüketici hakları üzerinde ciddi etkiler yaratmaktadır. OTT servislerinin herhangi bir düzenleyici ve denetleyici kurala tabi olmaması ise sektörün yetkinliğini tehdit etmekte olduğundan sürdürülebilir bir yatırım ortamının sağlanması için bu uygulamaların mobil iletişim sektörü ile rekabet edebilir hizmet/ürün-lerinin de aynı biçimde düzenlenmesi gerekmektedir.
Rekabet Koşulları Üzerindeki Etkileri
BTK tarafından lisanslandırılmış işletmecilerin mevcut düzenlemeler çerçevesinde hizmet vermeleri gerekirken söz konusu diğer işletmeciler aynı hizmeti farklı alt yapılar üzerinden sunarak yasal düzenlemelere tabi olmadan ve herhangi bir uyum yükümlülüğü bulunmadan hizmet verebilmektedirler. Bu durum, alternatif hizmet sağlayıcılarının rekabetçi konumda güçlenmelerine ve sektörde kayıtlı, lisans sahibi, vergi yükümlülüğü bulunan işletmecilerden kar transferi sağlamalarına neden olmaktadır.
Yakın gelecekte kullanılmaya başlanacak olan 4G teknolojisi ile birlikte alternatif hizmetlerin kullanımının yaygınlaşması beklenmektedir. Bugün lisanslı SMS/MMS gelirlerinde erozyon yaratmaya başlayan OTT servisleri, mobil ses, çağrı sonlandırma hizmetlerinin ikamesi olacak derecede rekabetçi baskı yaratmamakla birlikte; herhangi bir lisans,kdv,öiv,hazine payı ve gelir vergisine tabi olmayan 3. parti firma uygulamalarının operatör gelirlerinden haksız pay almaları söz konusudur.
Aynı zamanda ISP (Internet Service Provider)’lerin vergi avantajı ile ortaya çıkan haksız rekabet koşulları yine mobil haberleşme sağlayıcılarının gelirlerinde düşüşlere neden olmaktadır. Rekabetin kullanıcıya fayda sağlayabilmesi için geniş bant internet servisinde vergi eşitliği sağlanması oldukça önemlidir.
Ülke Ekonomisi Üzerindeki Etkileri
Sektörü tehdit etme gücüne sahip OTT uygulamaları hizmet sağlayıcıları, yurtdışı menşeli olmaları nedeniyle yerel vergi sistemine tabi değiller. Hizmeti Türk tüketicilerine Türkiye sınırları içinde vermiş olsalar bile bunun vergilendirmesi ülke ekonomisine girmemekte olup yatırım ve işletme maliyetleri yerleşik lisans sahiplerine göre çok düşük olduğundan hizmeti tüketicilere ücretsiz olarak verebilmektedirler. Bu uygulamadaki reklam gelirlerinin ise yine ülke ekonomisine girme şansı yoktur.
Bahsi geçen gelir kayıplarının önümüzdeki üç yıl içerisinde sektör gelirlerine olan negatif etkisinin 1 Milyar TL seviyelerinde olması beklenmektedir (Bu hesaplamalara bireysel SMS, MMS ve uluslararası gelirler dikkate alınarak ulaşılmış olup, yurtiçi ses gelirlerine etkisi ve uluslararası dolaşım gelirleri dahil edilmemiştir). OTT servislerinin yaygınlığının artması ile birlikte SES ve SMS/MMS gelirlerindeki düşüşün daha da artacak olması, dolayısıyla bu hizmetler üzerinden devlete ödenen vergilerde de aynı oranda düşüş yaşanması kaçınılmazdır.
Kamu Güvenliği Üzerindeki Etkileri
Ses ve mesaj iletimi sağlayan OTT servislerindeki artış yalnızca gelir kaybı yaratmamakta aynı zamanda bu servisler üzerinden yapılan aramalara ilişkin kayıtların düzenleyici kurumların (BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu), TIB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) vb) kontrolünde olmamasının çeşitli güvenlik sorunlarına da yol açması beklenmektedir.
Telefon görüşmeleri, CDR (Call detail report)’lar ve müşterilerin birçok gizli bilgisi yurtdışında yerleşik bu servis sağlayıcılar tarafından görüntülenebilir veya farklı amaçlar için kullanılabilir. Örneğin, Viber VoIP Ses Uygulaması sözleşmesinde tüketicilere ait olan teknik veya teknik olmayan bilgilerin kullanabileceğinden bahsetmektedir. Özellikle dikkat çeken bu uygulamalar Telefon numaraları, CDR bilgileri ve tüketicinin coğrafi lokasyonu gibi bilgilere ulaşabilmekte ve bu bilgileri kullanabilmektedir. (“Viber, sistemde yapılan her bir çağrı için CDR (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Call_detail_record) tutulmasını da sağlar.”)
Tüketici Hakları Üzerindeki Etkileri
5809 sayılı yasanın 47. ile 52. maddeleri arasında Tüketici ve Son Kullanıcı Hakları düzenlenmiş olup, “Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliğine” göre lisanslı servis sağlayıcıların yükümlülükleri belirlenmiştir. Fakat Viber, Skype ve Whatsapp gibi uygulamalar aynı nitelikte elektronik haberleşme hizmeti vermelerine rağmen; karşılığında hizmet kalitesi garantisi sağlamamaktadırlar. Bu hem tüketici haklarına hem de rekabete uygun düşmemektedir. Bu doğrultuda OTT servis sağlayıcıların sadece VoIP hizmeti değil SMS/MMS muadili mesajlaşma uygulamaları açısından da değerlendirilerek mevzuat doğrultusunda yetkilendirilmeleri gerektiğini düşünüyorum.
OTT Uygulamalarına İlişkin Öneriler
Bilişim sektörlerinde sürekli artan yatırım ihtiyacının karşılanması için sektörde faal olan ve kar elde eden tüm oyuncuların desteği gerekmektedir. Bu sebeple, rekabetin ve inovasyonun devam edebilmesi için, sektördeki lisanslı oyuncular ile OTT uygulamacıları arasında asimetrik regülasyon olmamalıdır ve söz konusu hususlar gerek imtiyaz sözleşmelerine gerekse ikincil düzenlemeler yoluyla sağlanmalıdır.
Bugün Avrupa ve Amerika başta olmak üzere, tüm dünyada OTT’lerin bir takım yasal yükümlülüklere tabi tutulması tartışılmaktadır. Örneğin, Fransa, Almanya ve İngiltere’de vergi kanunlarında değişiklik yapma üzerine bir takım çalışmalar yapılmaktadır. Avrupa Birliği; mevcut mevzuattaki ‘Elektronik Haberleşme Sağlayıcıları’ tanımını değiştirerek, OTT’leri de kapsayacak daha kapsamlı bir tanımlama oluşturma hazırlığındadır.
ABD’de ağ tarafsızlığı politikasına ilişkin mevcut tartışmalar nedeniyle; lisanslı işletmeciler ile OTT’ler arasında hizmetin aksamadan devam edebilmesi için bir takım önceliklendirme anlaşmaları imzalanmıştır (Netflix’in Verizon ve AT&T ile imzaladığı anlaşmalar örnek olarak gösterilebilir). Benzer anlaşmaların ülkemizde de gerçekleştirilebilmesi için uygun ortam sağlanması, bir politika seçeneği olarak değerlendirilmelidir.
İşletmecilerin veri trafiklerini belirli koşullar altında yönetebilmesine ve asgari internet hizmetlerini herkes için sağlamak kaydıyla trafik önceliklendirmesi yapabilmelerine olanak tanınmalıdır.
Özellikle 2015 yılında 4G’ye geçiş ile birlikte OTT servislerinin kullanımı ,negatif etkileri ve etki alanı çok daha fazla artacaktır. Bu nedenle, OTT’lerin yaratacağı Kamu Güvenliği ve tüketici mağduriyeti risklerinin de dikkatlice değerlendirilmesi önemlidir.
Ülkemiz mobil ses pazarında hakim SES ve SMS/MMS odaklı stratejileri özendiren, hatta geçmiş dönemlere göre daha çok sahip çıkılmasına neden olacak mahiyetteki düzenlemeler yerine, yeni teknolojilere yapılacak yatırımları özendirecek, işletmecilerin bu yatırımlara kaynak oluşturmalarına imkan sağlayacak,yeni işletmecilerin pazara girişini kolaylaştıran düzenlemelerin hayata geçirilmesinin sektörün geleceği için kritik önem taşıdığı değerlendirilmektedir.